Karkamış Hiyeroglif Yazıtları
Gaziantep, Karkamış- Yazı Sistemi: Anadolu Hiyeroglifi
- Tarihlendirme: MÖ 10.yy, MÖ 8.yy, MÖ 9.yy
- Sergilendiği yer: Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Gaziantep Müzesi, İngiliz Müzesi, Oxford Ashmolean Müzesi
Karkamış M.Ö. 2. binyıl öncesinde de önemli bir yerleşkeydi. M.Ö. 15. ve 14. yüzyıllarda Mitanni (Hurri) egemenliği altında kalan Karkamış, I. Şuppiluliuma zamanında (M.Ö. 1330 civarında) Hitit kontrolüne girmiştir. Şuppiluliuma burayı, oğlu Piyasili (Hurrice adı Şarri-Kuşuh) tarafından yönetilen bir vasal krallık haline getirmiştir. Fırat nehrinin batı kıyısındaki Karkamış, Geç Bronz Çağı’nda Hititlerin Suriye bölgesinin idari başkenti olmuş ve Hittite kraliyet ailesinden fertler tarafından yönetilmiştir. M.Ö. 1180 dolaylarında Hitit İmparatorluğunun yıkılmasından hemen sonra kuzeyde Malatya’ya kadar uzanan bir bölgeye hakim olmuş, daha sonraları ise sadece Karkamış çevresinede, güneydoğu Anadolu ve kuzey Suriye’de kurulan birçok küçük Geç Hitit krallıklarından biri haline gelmiştir. Önemli bir ticaret merkezi olan Karkamış M.Ö. 9. yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. Karkamış’ın koruyucu tanrıçası Hurri kökenli Kubaba’ydı. Betimlemelerinde Kubaba, elinde bir ayna tutan ve uzun bir elbise giymiş bir kadın olarak ayakta veya oturur vaziyette gösterilmiştir. M.Ö. 9. yüzyılda şehir Asur baskısı altına geldiği zamanlarda iki kere Asur kralları II. Asurnasirpal’a ve III. Salmaneser’e haraç ödendiği bilinmektedir. En sonunda Asur kralı II. Sargon tarafından son Karkamış kralı Pisiri zamanında M.Ö. 717’de zaptedilmiştir.
Kentin kalıntılarının bulunduğu yer 1876 yılında George Smith tarafından tesbit edilmiştir. Şehir ilk olarak British Museum sponsorluğunda özellikle 1911 ile 1914 yılları arasında, D. G. Hogarth, R. C. Thompson, C. L. Woolley ve T. E. Lawrence tarafından kazılmıştır. Bu kazılar sonucunda savunma duvarları, tapınaklar, saraylar ve çok sayıda bazalt heykel, rölyef ve yazıtlardan oluşan Geç Hitit ve Asur dönemine ait önemli kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Türkiye-Suriye sınırının Türkiye tarafında yer alan höyük 1950’lerden itibaren mayın tarlası içinde kalmıştır. 2011 yılında mayınlar Türk hükümetince temizlemiş ve yeni kazılar Bologna Üniversitesi’nden Prof. N. Marchetti başkanlığında aynı yıl içinde başlatılmıştır.
Anıtsal buluntuların hepsi Geç Hitit dönemine aittir. Karkamış, M.Ö. 1. binyılda Fırat nehrinin kıyısındaki bir yükselti üzerinde, duvarla çevrili bir iç şehir ile bunun dışında yer alan bir dış şehri barındırmaktaydı. Kazılarda kaleye ve Fırtına Tanrısı tapınağına doğru uzayan bir törenyolu ve kaleye çıkan geniş bir basamaklı yol ortaya çıkarılmıştır. Bu yapılar bazalt ve kireçtaşı kabartmalarla süslenmiştir. Erken dönem kazılarında bulunan ortostatların ve heykellerin çoğu Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, bir kısmı da British Museum’dadır. Yeni kazılarda bulunanlar ya Gaziantep Müzesine nakledilmiş ya da kazı alanında muhafaza edilmiştir.
Hitit Anıtları – Karkamış
Tayfun Bilgin
I. Suhi Steli
Yaklaşık 2 metre yüksekligindeki bazalt stel 2011 yılında iç kalenin güney yamacında bulunmuştur. En üstte bir yıldız ve ay ve onların altında bir kanatlı güneş kursu rölyef olarak işlenmiştir. Bunların altında kazıma şeklinde işlenmiş 8 satırlık I. Suhi’ye ait metin, Fırtına Tanrısı tapınağında bulunan başka bir stele benzer şekilde “Kahraman Büyük Kral Sapaziti’nin oğlu, Kahraman Büyük Kral, Karkamış ülkesi kralı Ura-Tarhunza’nın askeri bir başarısını kutlamaktadır. Yazıtın sahibi I. Suhi kendi ünvanını Hükümdar (tarwani) ve Karkamış şehrinin Ülke Beyi olarak belirtir. Tahminen MÖ 10. yüzyıla tarihlenir ve Gaziantep Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
II. Suhi Yazıtı
Kireçtaşı ortostat Uzun Duvara aittir. Altı satırlık yazıt kralın askeri başarılarını anlatır ve şehrin yeniden geliştirilmesini kutlar. Yaklaşık 1,35 metre yüksekliğinde ve 2,65 metre genişliğindedir. Ortostatın sağ ve sol taraflarında yazıtı tamamlaması gereken baska bloklar eksiktir. Son satırda betimlenmiş olan, öldürülmüş düşman askerlerinin kesik el ve başları Asur etkisini gösterir. M.Ö. 10. yüzyıla tarihlenir ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
4. satırın sonu:
Ben geldiğim zaman
Bu tanrılar meclisini ben kurdum,
Ve bu kudretli Tarhunza’yı ben diktim,
Ve onu yanına bu tanrıları ben diktim.
Ve kendime heykelimi[…
Basamaklı Yol Yazıtları
Bazalt ortostatlar Büyük Merdivenli Yolda bulunmuşlardır. Çoğunluğu British Museum’da bazı parçalar ise Türkiye’deki müzelerdedir. Otobiyografik yazıt “Sastura’nın oğlu, Karkamış hükümdarı”na aittir, ancak belli değildir; Pisiri olabilir.
Üzerinde Luvi hiyeroglifi ile yazılmış yazıt bulunan bazalt kapı pervazı 100 cm yüksekliğindedir ve Katuwa dönemine aittir. Kralın, tanrıça Kubaba’yı nasıl yeniden Karkamış şehrinin koruyucu tanrıçası yaptığını anlatmaktadır.
Yariri ve Kamani’nin Rölyefli Payandası
Yariri ve Kamani, Rölyefli payandanın ön yüzünde yer alır. Naip Yariri’nin (ileride kral olacak) Kamani’yi takdim etmesini resmeder. Soldaki yazıt “Ben Yariri, hükümdar (tarwani)” diye başlar ve bu yapının genç prens Kamani’ye tahsis edildiğini belirterek devam eder. Figürlerin üzerindeki yazıt; “Bu Kamani ve bunlar da genç erkek kardeşleri. Daha bir çocuk olmasına rağmen onu ellerimle aldım ve tapınağa yerleştirdim” şeklindedir ve ayrıca diğer figürlerin isimlerini de verir. Bazalt rölyef 110 cm yüksekliğindedir ve MÖ 8. yy.’ın başlarına tarihlenir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndedir.
Kamani’nin kardeşleri
Rölyefli payandaya ait ön panel Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir. İlk kazılar esnasındaki resminde hasarsız hali görülebilir. Çocuklar Kamani’nin kardeşleridir ve her birinin isimleri yanlarında yazılıdır. Soldan sağa üst sıra: Malitispa, Astitarhunza, Tarnitispa, Isikaritispa; alt sıra: Sikara, Halpawari, Yahilatispa (Hawkins, 2000: 129).
Tuwarsa
Bir (erkek?) dadının(?) taşıdığı Tuwarsai isimli bebek için “hükümdarın gözdesi(?), seçkinliği ilan edilmiş prens” (Hawkins 2000: 129) tabiri kullanılmıştır. Bazalt rölyef Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
Kral Kapısı Yazıtları
Asıl yeri bir giriş kapısı olan, üzerinde yazıt bulunan iki bazalt blok yüzüstü çevrilerek Kral Kapısı’nın eşiğinde kullanılmıştır. İçeriği kral Katuwa hakkındadır ve Karkamış isyanı ile kurtuluşundan, ayrıca fetihlerden ve bazı yapıların üst katlarının inşasından bahseder. MÖ 10-9. yüzyıla tarihlenir ve Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
Kral Kapısı Yazıtları 2
Üzerinde 7 satırlık bir yazıt bulunan bazalt blok orjinal konumunda Kral Kapısı eşiğinde dikilmiş olarak bulunmuştur (aşağıda ilk resim). Bu blok kazı sonrasi dönemde tamamen tahrip olmuştur. Kalan parçalarından bir kısmı Anadolu Medeniyetleri Müzesinde bir tanesi de British Museum’dadır. Kapıda bu bloğun karşısında bulunan taşta bir yazıt yoktur. Parçalanmadan önceki yüksekliği 85 cm ve genişliği 1,75 metre olarak verilmiştir. Yazıt “Karkamış Ülkesi Beyi, hükümdar (tarwani) Katuwa” tarafından yapılan binalardan ve tanrılar Tarhunza, Karhuha ve Kubaba’ya yapılan adamalardan bahseder. Katuwa kendi soyunu “[Ülke beyi Suhi’nin] oğlu, Ülke Beyi Astuwalamanza’nın torunu” şeklinde belirtmiştir. MÖ 10.-9. yüzyıllara tarihlenir.
Fırtına Tanrısı Heykeli
Bazalt heykel 1,6 m. yüksekliğindedir. Heykelin eteginde bulunan yazıtta bahsedilen Atrisuha muhtemelen “Suhi’nin ruhu/görüntüsü” manasına gelmektedir ve tanrılaştırılmış bir eski kral I. veya II. Suhi’yi temsil etmektedir. Orjinal yeri Kral Kapısı’nda olan heykel ve kaidesi Birinci Dünya Savaşı yıllarında yağmalanarak parçalanmıştır. Yazıt tanrıya adak sunmayanları lanetler. Ağır hasar görmüş olan üst bölümün parçaları Ankara’da müze deposundadır. Katuwa’nın hükümdarlık dönemi olan MÖ 10. yüzyıl veya 9. yüzyıl başlarına aittir. Kaide kısmı Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Fırtına Tanrısı Tapınağı Yazıtları
İki adet Luvice yazıtlı bazalt blok orjinal konumlarında Fırtına Tanrısı tapınağının iç odasına giren kapının iki yanında bulunmuştur. İlki yaklaşık 70 ikincisi 50 cm yüksekliğinde, her ikisi de yaklaşık 90 cm uzunluğunda ve 20 cm kalınlığındadır. Yazı hükümdar (tarwani) ve Karkamış’ın Ülke Beyi Katuwa’nın Fırtına Tanrısına adadığı bina kitabesidir. MÖ 10. yüzyıl sonları ile 9. yüzyıl başları arasına tarihlenir. Anadaolu Medeniyetleri Muzesinde sergilenmektedir.
I. Suhi’nin Oğluna Ait Stel
Bazalt stel 1913 yılı veya öncesinde Fırtına tanrısı tapınağının avlusunda ortaya çıkarılmıştır. Yaklaşık 1 metre yüksekliğinde ve 40 cm genişliğindedir. Stelin üzerindeki “Kahraman Büyük Kral [Sa]paziti’nin oğlu Kahraman Büyük Kral Ura-Tarhunza”‘nın askeri bir başarısını kutlayan 8 satırlık Luvice yazıt Kubaba rahibi ve yönetici (tarwani) Suhi’nin oğlu Arnu[…] tarafından dikilmiştir. Hem stil hem içerik olarak I. Suhi’ye ait başka bir stel ile benzerlik gösterir. Tahminen MÖ 10. yüzyıla tarihlenir ve Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Katuwa Yazıtı KARKAMIŠ A13d
Bazalt taşa işlenmiş Ülke Beyi (REGIO.DOMINUS) Katuwa rölyefi ve Katuwa tarafından tanrılara yapılan adamaları belirten 9 satırlık Luvice yazıt. Yazıtın sol tarafı eksiktir. Kral Kapısı civarında bulunmustur ancak orjinal yerinde değildir. Mevcut parça 105 cm yüksekliğinde, 70 cm genişliğinde ve 60 cm kalınlığındadır. MÖ 10. yüzyıl sonu veya 9. yüzyıl başlarına tarihlenir ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
“Ben Katuwas, Kargamış Beyi… Her kim … ATANAWA’nın altındaki Kargamışlı Tarhunza… ona dokuzda bir verecek veya Katuwas’ın Ortostatını… inşaa edecek. Karhuzas ve Kubaba’ya dokuzda birini verecek ve inşaa ettirecek. Fakat o… onun… Tanrılar ve kutsal Tarhunza’ya yıllık …”
KARKAMIŠ A12
Muhtemelen büyük bir anıtın parçası olan ve üzerinde Luvi hiyeroglifi ile yazılmış yazıt bulunan bazalt blok Katuwa dönemine aittir. Merdivenli yolun alt tarafında büyük aslanlı ortostat yakınında bulunmuştur ancak Haberciler Duvarı civarında bulunan bu yazıta ait ufak parçalar nedeniyle orjinal yerinin bu duvar yakınında olduğu düşünülmektedir. Bulunduğu 1912 yılından sonra blok ilaveten zarar görmüş ve sağ kanarından bir kısmı daha kırılmıştır (son resimle karşılaştırınız). Ana parça 80 cm yüksekliğinde ve 77 cm genişliğindedir. Yazıtın sahibi “Karkamış Ülke Beyi ve Suhi’nin oğlu Katuwa” çeşitli başarılarından sözetmektedir. MÖ 10. yüzyıl sonu veya 9. yüzyıl başlarına tarihlenir ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.
Yazıtlı Heykel Kaidesi KARKAMIŠ A15b
Bazalt yarım silindir şekilli blok Hilani binasının batısında bulunmuştur. Bir heykel veya stel kaidesi olarak kullanılmış olmalıdır. Yaklaşık 43 cm yüksekliğinde ve 80 cm çapındadır. Yan yüzeydeki 4 satırlık ve üst tarafındaki 1 satırlık Luvice yazıtın yazarı Kamani’nin naipi Yariri’dir ve şehirde yaptığı imar ve şahsi becerilerinden bahsetmektedir. Yaklaşık olarak MÖ 9. yüzyıl sonu ile 8. yüzyıl başı arasına tarihlenmiştir ve Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
Stel KARKAMIŠ A17c
Kireçtaşından yapılmış yarım daire kesitli stel yaklaşık 70 cm yüksekliğinde ve 35 cm genişliğindedir. 1910lu yıllarda “yukarı Karkamış’ta” bir evde kapı eşiği olarak kullanılır halde bulunmuştur. Ön yüzünde muhtemelen bir tanrıyı betimleyen erkek figürü ve onun önünde bir kaç hiyeroglif karakter ve arka yüzünde de üç satırlık Luvice bir yazıt mevcuttur. Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
Yazıtlı Blok KARKAMIŠ A25b
Bir bazalt bloğun alt köşesine ait parçanın iki yüzünde yazıt bulunmaktadır. 1910lu yıllardaki kazı raporlarında buluntu yeri “Çiflik, Sayur Vadisi” olarak belirtilmiştir. Satır formatından dolayı orijinal yazıtın bloğun tamamını çevrelediği düşünülmektedir. İçinde Kamani’nin ismi geçtiğinden bu kralın dönemine veya hemen sonrasına, yani M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenebilir. Oxford’da Ashmolean Müzesindedir.
Mezar steli KARKAMIŠ A18h
Bazalt mezar taşı bir Roma dönemi yapısında kullanılmış halde bulunmuştur. Stel 125 cm yüksekliğinde ve 64 cm genişliğindedir. Bir satırlık Luvice yazıtta “Güneşin kutsadığı kişi Ziti” ibaresi geçer ve stele yapılacak bir tahribata karşı lanet içerir. Yaklaşık olarak 8. yüzyıla tarihlenmiştir ve Anadolu Medeniyetleri Müzesindedir.
Atika Steli
Yaklaşık 1,2 metre yüksekliğinde ve 0,7 m genişliğindeki kireçtaşı stel 2012 yılında Adana Müzesine getirilmiştir ancak Karkamış bölgesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Düz olan ön yüzünde bir Fırtına Tanrısı figürü sağ elinde üzüm fidesi, sol elinde başak demeti tutar vaziyette kabartma olarak işlenmiştir. Kavisli arka yüzündeki 4 satırlık Luvi hiyeroglifli yazıt stelin Fırtına Tanrısı’na Atika isimli bir kişi tarafından adandığını belirtir ve zarar vereceklere karşı bir lanet içerir. Yazıtta Atika’nın kendisini hem hükümdar Kamani’nin oğlu, hem de hükümdar(?) (II.) Astiru’nun sevgili kulu olarak olarak tanıtmış olması dikkat çekicidir. II. Astiru dönemine yani M.Ö. 8. yüzyılın 2. yarısına tarihlenmiştir. Stel Adana Müzesinde sergilenmektedir.
Bağlantılar
Karkemish on the Euphrates: Excavating a City’s history
A Stele by Suhi I from Karkemish
A New Inscribed Stela from Karkemish: At the Origins of the Suhi-Katuwa Dynasty