Patara Yol Anıtı
Antalya, Kaş, Patara- Yazı Sistemi: Yunan Alfabesi
- Tarihlendirme: MS 1.yy
1993 yılında Patara antik kentinde bir kundaklama sonucu çıkan yangın daha sonra çok önemli bir anıta ait olduğu anlaşılacak olan yazılı birçok bloğun gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur. Bu bloklar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda (Şahin 1994; Işık – İşkan – Çevik 2001; Şahin – Adak 2004; Şahin – Adak 2007; Şahin 2014) blokların ait olduğu yapının Lykialıların İ.S. 46 yılında İmparator Claudius’a ithafen diktirdiği devasa bir anıt olduğu anlaşılmıştır. Anıtın üç tarafı yazılı olup, ön yüzünde İmparator Claudius’a ithaf yer alırken, diğer yüzlerde tüm Lykia sınırları içerisinde yer alan yolların ölçüleriyle birlikte bir listesi sunulmuştur. Anıt ve özellikle üzerindeki yol listesi çeşitli yayınlarda itinerarium (Işık 1994: 254), miliarium (Işık – İşkan – Çevik 2001), stadiasmus (Şahin – Adak 2007; Şahin 2014) ve tabellarium (Salway 2007: 195-196) olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar anıtın üzerinde adının ne olduğuna dair doğrudan bir veri bulunmadığından, içeriğinin, işlevinin ve mimarisinin verdiği izlenim doğrultusunda kullanılmıştır.
Anıtın ön yüzündeki (A) ithaf yazıtında “Roma dostu ve imparatorsever sadık müttefikler” olarak tanımlanan Lykialılar, Claudius’un Lykia’da bir süredir devam etmekte olan iç savaşı bitirerek, anıtta ifade edildiği şekliyle kendilerini “isyandan, kanunsuzluktan ve eşkıyalıktan” kurtardığını ve “dirliğe, hukuki eşitliğe ve geleneksel kanunlara” yeniden kavuşturduğunu ifade etmektedir. Ayrıca Claudius’un Lykia’daki devlet yönetimini “muhakeme yeteneği olmayan halk yığınından” alıp “en seçkin kişiler arasından seçilen danışma meclisi üyelerine” emanet ettiği de vurgulanmıştır. Bu tip bir meclis üyesi seçimi işlemine, Gagai kentinde ele geçen aynı dönemden bir başka yazıt da işaret etmektedir (French 1999/2000; Marksteiner – Wörrle 2002, 562-563; Şahin – Adak 2007, 43; Şahin 2014, 49). Anıt İ.S. 43 yılında Roma eyaleti yapılan Lykia’nın ilk valisi Quintus Veranius’un oluruyla dikilmiş olup, askeri açıdan oldukça tecrübeli olan bu vali Lykia’daki iç savaşın sonlandırılması ve bölgenin eyaletleştirilmesi için Claudius tarafından görevlendirilmiş ve 5 yıl bu görevde kalmıştır. Myra’nın doğusundaki Bonda Tepesi üzerinde de, Patara’daki anıttan çok kısa bir süre önce dikilmiş olan Claudius Anıtı’nda da yine “imparatorsever ve Roma dostu Lykialılar” Claudius’a, sağladığı “huzur ve yolların yapımı” için teşekkür etmektedirler (Marksteiner – Wörrle 2002). Bahsi geçen şiddetli iç karışıklıklar “ölümcül iç çatışmalar” tanımlamasıyla Suetonius (Claud. 25.3) ve “bazı Romalıları da öldürdükleri ayaklanma” ifadesiyle Cassius Dio (60.17,3) tarafından da aktarılmaktadır. Eğer Patara yol anıtının bu ithaf yazıtı tek başına ele geçmiş olsaydı ya da yan yüzler bir şekilde elimize ulaşmamış olsaydı, anıtın üzerinde bir de yol listesi olduğunu asla bilemezdik. Zira ön yüzdeki ithaf yazıtında ne beraberindeki yol listesine ne de genel olarak yol yapımına ilişkin bir veri bulunmaktadır. Bu nedenle ithaf yazıtı ve yol listesinin aynı zamanda yazılmamış olabileceği, anıtın ilk planlandığı zaman yol listesinin planda olmayıp, yan yüzlere yol bilgilerinin yazılmasının daha sonra gerçekleşmiş olabileceği gibi düşünceler de vardır (Salway 2007: 195).
Ön Yüz
Τιβερίωι Κλαυδίωι Δρούσου υἱῶι Καίσαρι Σεβαστῶι Γερμανικῶι, ἀρχιερεῖ μεγίστωι, δημαρχικῆς ἐξουσίας τὸ πέμπτον, αὐτοκράτορι τὸ ἑνδέκατον, πατρὶ πατρίδος, ὑπάτωι τὸ τέταρτον ἀποδεδειγμένωι, σωτῆρι τοῦ ἑαυτῶν ἔθνους, Λύκιοι φιλορώμαιοι καὶ φιλοκαίσαρες πιστοὶ σύμμαχοι ἀπαλλαγέντες στάσεως καὶ ἀνομίας καί λῃστειῶν διὰ τὴν θείαν αὐτοῦ πρόνοιαν, ἀπειληφότες δὲ ὁμόνοιαν καὶ τὴν ἴσην δικαιοδοσίαν καὶ τοὺς πατρίους νόμους, τῆς πολειτείας τοῖς ἐξ ἀρίστων ἐπιλελεγμένοις βουλευταῖς ἀπὸ τοῦ ἀκρίτου πλήθουςπιστευθείσης, δι’ ὃ τῆς πατρίδος ὑπ’ αὐτοῦ ἐπεκρατήθησαν διὰ Κοΐντου Οὐηρανίου πρεσβευτοῦ καὶ ἀντιστρατήγου Τιβερίου Κλαυδίου Καίσαρος Σεβαστοῦ.
Drusus’un oğlu Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus’a, en yuce rahibe, hükümranlığının beşinci yılında, on birinci kez İmparator, Vatanın Babası, dördüncü kez Konsüllüğe aday iken, Roma dostu ve imparatorsever sadık müttefikler olarak Likyalılar kendi uluslarının kurtarıcısına (ithaf ettiler). Çünkü onlar onun tanrısal önsezisi sayesinde ayaklanmadan ve kanunsuzluktan ve eşkıyalıktan kurtarıldılar ve şimdi; devlet mekanizması muhakeme yeteneği olmayan halk yığınından (alınıp) en seçkin kişiler arasından seçilen danışma meclisi üyelerine emanet edildikten (ve) bu sayede (Likyalılar), Tiberius Claudius Caesar Augustus’un legatus propraetor’u olan Quintus Veranius aracılığı ile, onun (İmparator) tarafından, tekrar kendi vatanlarının efendisi yapıldıktan sonra dirlik ve hukuk işlerinde eşitliğe ve geleneksel kanunlara tekrar kavuşmuş bulunuyorlar. [Çeviri: Şahin 2014, 42]
Anıtın yollarla ilgili olan kısmı B yüzünde (yani anıtın ithaf yazıtına önden bakıldığında anıtın sol yan yüzünde) başlamaktadır. Bu yüzün üst kısmında, yol listesi başlamadan önceki girişte “Claudius … kendi legatus propraetor’u Quintus Veranius’un hizmetiyle tüm Lykia boyunca aşağıda ölçüsü verilen yolları yaptırdı” ifadesi yer alır ve hemen ardından Patara – Ksanthos yolu ve ölçüsü ile liste başlar. Listede her bir yol bilgisi “A yerleşiminden B yerleşimine (C yerleşimi üzerinden) x stadion” prensibine göre verilmektedir.
Yan Yüz
Τιβέριος Κλαύδιος Δρούσου υἱὸς Καῖσαρ Σεβαστὸς Γερμανικὸς ὁ τῆς οἰκουμένης Αὐτοκράτωρ ὁδοὺς καθ’ ὅλην Λυκίαν ἐποίησεν διὰ τὴν Κοΐντου Οὐηρανίου τοῦ ἰδίου πρεσβευτοῦ ἀντιστρατήγου ὑπηρεσίαν ὧν ἐστιν μέτρον τὸ ὑπογεγραμμένον·
Drusus’un oğlu Tiberius Claudius Caesar Augustus Germanicus, Yerküre’nin hâkimi, tüm Likya boyunca aşağıda ölçüm listesi verilen yolları, kendi legatus propraetor’u Quintus Veranius’un çabalarıyla yaptırdı:
…. (yol ölçüm listesi ile devam ediyor)….
Mesafeler, beş örnek hariç, komşu yerleşimler arasındadır. Bu beş yol örneğinde de başlangıç ve bitiş noktaları arasında bulunan yerleşimler de verilmektedir. Yolların her zaman kentlerin kendisine kadar değil, bazı durumlarda (örneğin Phellos – Kyaneai – Myra) ana yolun üzerinde ilgili yerleşimin hizasına denk gelen bir noktada olabilecek mansio’lara kadar ölçüldüğü fikrinin aksine (Şahin 2014: 25 ve 123), mesafeler doğrudan kentsel alan arasındaki ölçüm işini yansıtmaktadır. Kent merkezlerine uğramayıp, bir yerleşimin teritoryumundan geçen yollarda o yerleşim διά (“üzerinden”; “arasından”) edatı ile verilmektedir. Yani, anıttan bir örnek olarak ἀπὸ Κορυδ[ά]λλων διὰ Ῥοδίας πόλεως [κ]αὶ Μαδαμυσσ[οῦ] εἰς Ἀκαλισσ[ὸ]ν στάδια ϙϛʹ (C yüzü, sat. 24-25) yol bilgisi “Korydalla’dan, Rhodiapolis ve Madamyssos (teritoryumlarını) geçerek Akalissos’a (götüren yol): 96 stadion” olarak çevrilip, yolun Korydalla kent merkezinden çıkıp Rhodiapolis ve Madamyssos arazilerinden ilerleyerek 96 stadion (yak. 18 km) sonra Akalissos kent merkezine ulaştığı anlaşılabilir. Bu nedenle anıtta adı geçen yerleşimlerin bağımsız kentler olma ihtimali oldukça yüksektir (Tietz 2003: 276 dn. 207; 292; Schuler 2007: 77; Schuler 2010: 81 dn. 79).
Yollar bu şekilde her biri diğerinden bağımsız bir şekilde, belli bir “itinera” (güzergâh) planı gözetilmeden ölçülüp sırlanmıştır. Örneğin ilk kısımlar, Patara’dan Ksanthos’a, Ksanthos’tan Sidyma’ya, Sidyma’dan ismi günümüze ulaşmamış bir başka yere (Kalabatia?) olan yolları sıralarken, sonrasında tekrar Ksanthos’a geçip Pinara’ya ve Tlos’a ulaşan yolları vermektedir. Devamında tekrar Ksanthos’tan bu sefer doğuya yönelip Neisa’ya oradan da Mylias yönüne Khoma’ya olan yolları sıralayıp, hemen akabinde tekrar batı Lykia’ya dönerek Pinara’dan Telmessos’a ve Tlos’a olan yolları göstermektedir. Ayrıca, orta ve doğu Lykia’daki pek çok yolu saydıktan sonra C yüzünün ortalarında Pygela – Korydalla yolunu verdikten hemen sonra tekrar batıya geçerek Patara – Phellos – Kyaneai – Myra yollarıyla birlikte doğu Lykia’nın diğer kentleri arasındaki yolları vermektedir. En sonda ise Korykos – Phaselis yolunu verdikten sonra ise Kibyra, Laodikeia ve Asia ile ilgili satırlar gelmektedir. Bazı yolların verilmemiş olması da, örn. Kasaba Ovası çevresi, Mylias ve Kabalia bağlantısı ile Lesei… ve Idebessos arası gibi kentsel bağlantılar, yapılabilecek seyahat planlarını kesintiye uğratmaktadır (krş. İşkan, şurada: Işık – İşkan – Çevik 2001, 30; Şahin 2014, 23). Anıtın en az 7 metreyi bulan yüksekliği ve en fazla 9 cm’yi bulan fakat genellikle 5-6 cm boyunda harflere sahip olması da yazıtın rahatça okunabilmesi ya da seyahat amaçlı pratik kullanımı açısından pek kullanışlı görünmemektedir. Bu bağlamda verilen yollar “itinera” (“yol güzergâhları; rotalar”) değildir. Fakat bu yollardan dolaylı olarak itinera çıkarılabilir. İlk etapta akla Itinerarium Antonini, Itinerarium Burdigalense gibi metinler ya da Roma’daki Milliarium Aureum ve Konstantinoupolis’teki Milion gibi tanıdık örnekler gelse de, Patara yol anıtı geleneksel itineraria ile de benzeşmemektedir, bununla birlikte Patara Yol Anıtı’ndaki gibi metinlerin, daha sonraki itinerarium’lara öncülük etmiş olması da mümkündür (İşkan, şurada: Işık – İşkan – Çevik 2001: 20; Şahin 2014: 20). Dahası, Patara yol anıtının gerek edebi literatürde gerekse epigrafik kaynaklarda herhangi bir örneği de yoktur. Dolayısıyla bunun gibi nedenlerle anıttaki yol listesinin bir seyahat rehberinden çok (Salway 2007: 195) eyaletleştirme ve isyan bastırma sürecinde gerçekleşen ve detaylarını tam bilemediğimiz yol yapımı/ölçümü programına ve bunun anıt üzerine işleniş planına işaret etmektedir. Böylelikle bu liste Lykia’nın eyaletleşmesiyle birlikte yapılan yol hizmetlerinin dökümü niteliğinde olup, ayrıca iç çatışmalarda hem kentlerde hem de kırsalda oluşan özellikle ön yüzünde belirtilen isyan, kanunsuzluk ve eşkıyalık gibi güvenlik sorunlarının da tüm ülkede çözüldüğünün, Roma “barış”ının ve aynı zamanda egemenliğinin ülkenin tamamına ulaştığının mesajını yansıtmaktadır.
Anıtta bahsi geçen yolların gerçekten inşa edilip edilmediği de tartışma konusudur. Bilim dünyasında Claudius’un yol inşa ettirmeyip sadece ölçüm yaparak Lykia yollarını resmi cursus publicus’un bir parçası haline getirdiği, böylece de Roma’nın egemenliğinin sembolize edilmiş olduğu, “ὁδοὺς … ἐποίησεν” (“yolları … yaptırdı”) kısmının da “yol inşası” olarak anlaşılmaması gerektiği düşünülmüş, tek başına yolların ölçümünün bile bölgede Roma egemenliğini vurgulamak için yeterli olduğu ifade edilerek her yolun yeni inşa edilmiş olamayacağı dile getirilmiştir. (Biagi 2008: 306-307; Rousset 2013: 68-70; Polla – Rinner 2009: 85-86). Lykia’nın eyalet yapıldığı İ.S. 43 ve anıtın dikildiği İ.S. 46 yılı arasındaki 3 yıl içerisinde tüm ülkedeki yolların hiç yokken yapılmış olması pek mümkün gözükmemektedir (Lebreton 2010: 67-74). Yazıtta ὁδοί (“yollar”) sözcüğü için kullanılan ποιέω (“yapıyorum”) fiili genel bir anlam ifade etmektedir. Bununla birlikte yapılan iş kapsamında, C yüzünde 5. satırda Idebessos’tan Kitanaura’ya verilen yolda geçen κατεσκεύασται (“inşa edilmiştir”) sözcüğünden anlaşılacağı üzere inşa faaliyetleri de bulunmaktadır (krş. İşkan, şurada: Işık – İşkan – Çevik 2001: 28-29 ve 50). Bonda Tepesi’ndeki Claudius Anıtı’nda da benzer şekilde “κατασκευὴ τῶν ὁδῶν” (“yolların inşası”) ifadesi geçmektedir. Yapılan yol ölçümleri her bir yol bazında hassas verilmiş olmakla birlikte, mesafeler genel anlamda tüm inşa işini yansıtamaz, çünkü yollar arazide pek çok yerde aynı hat üzerinde ilerlemektedir. Örneğin en çok yol bağlantısının bulunduğu Tlos’a ya da Tlos’tan verilen yollar arasında Ksanthos, Pinara, Telmessos ve Kadyanda yolları bulunmaktadır. Fakat bu yollar arazide birbirinden tamamen bağımsız ya da farklı güzergâhlara sahip olmayıp, büyük ihtimalle Ksanthos Nehri’nden önce birleşmekte ve sonrasında Tlos’a tek bir yol olarak ulaşmaktaydı (Şahin 2014: 25; Ksanthos Vadisi’ndeki kesişmeler için bkz. Rinner 2009a, ayrıca bkz. Rinner 2009b: 226-227 ve Harita VIII.6). Bu da ön planda olan asıl işin ölçüm olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Lykia’dan Claudius Dönemi’ne ait tek bir miltaşı bile bilinmemesi de dikkati çeken diğer bir durumdur.
Yol listesinde Lykia’nın üç bölgesinin adı geçmektedir. Bunlar kuzeyde günümüz Elmalı ilçesinin çevresine denk düşen Mylias, doğuda Kemer ilçesinin yak. 10 km kadar batısında kalan Mnarike ve batıda merkezi Göcek’in yak. 20 km kadar kuzey kısımlarına ulaşan Oktapolis bölgeleridir. Liste Lykia dışında kalan ama onunla bağlantılı olan bazı kent ve bölgelerin isimlerini de vermektedir. Yol listesi Lykia içerisinde doğuda son yerleşim olarak Onobara’yı göstermekte, oradan da o dönemde Galatia Eyaleti içerisinde kalan Pamphylia’daki (Brandt 1992: 98; Özdizbay 2008: 861; Şahin – Adak 2007: 85-93; Onur 2008: 65; Şahin 2014: 84-93) Attaleia’ya yol vermektedir. Kuzeyde Asia içerisinde kalan Kibyra’yı (Corsten 2007) son istasyon olarak verirken, Kibyra ve Laodikeia arasında gerçekleştirilen fakat yazıtın ilgili kısımlarının okunamamasından dolayı tanımlanamayan bir faaliyeti de kaydetmektedir. Batıda Kaunos son kent olarak görünmekle birlikte, yazıtta bu kentle birlikte herhangi bir bölgenin adının geçmiyor olması, bilim dünyasında kentin Lykia’ya dâhil olduğunu düşündürmüştür (Marek 2006: 101, 188-189; Takmer 2007; Marek 2011; Adak – Wilson 2012: 13-14). Fakat Kaunos’la ilgili kısımları bu açıdan önemli olabilecek ancak hakkında henüz sadece bir ön rapor yayımlanmış olan Andriake gümrük yazıtı (Takmer 2007) ve Patara Yol Anıtı hariç, bu tartışmada kullanılan hiç bir belge Lykia-Pamphylia eyaletinin kurulduğu Vespasianus Dönemi’nden önceye ait değildir ve Kaunos’un Claudius Dönemi’nde Lykia Eyaleti’nde olduğunu kanıtlamaya yetmemektedir. Bu ve benzeri nedenlerle de kentin Lykia içerisinde olmadığı görüşleri de kaleme alınmıştır (Şahin – Adak 2007: 93 ve 291; Şahin 2013a; Şahin 2014: 423).
Yol listesinde limanların olmaması da merak konusu olmuş ve buna bazı öneriler getirilmiştir. Bir öneriye göre, yollar ekonomik, sosyal ve kamu ihtiyaçları doğrultusunda yapılmamış, bu nedenle askeri öncelik gözetilerek topografya zorunlu kılmadıkça limanlara yol verilmemiştir (Şahin 2014: 25; krş. İşkan, şurada: Işık – İşkan – Çevik 2001: 47). Diğer bir öneride ise, limanlara ulaşım deniz yoluyla daha kolay sağlandığından kara yolu bağlantılarını vermeye gerek duyulmadığı belirtilmektedir (Mittenhuber 2009b: 62; ayrıca bkz. Polla – Rinner 2009: 85-88). Daha farklı bir öneri ise, limanların anıtın dikildiği dönemde polis statüsünde olmadığı yönündedir (Schuler 2010: 81 dn. 79). Yol listesi incelendiğinde, en azından beş liman yerleşimi olduğu görülebilir: Telmessos, Patara, Gagai, Korykos ve Phaselis. Yazıtta tamamlanan Kalabatia da altıncı olabilir (İşkan, şurada: Işık – İşkan – Çevik 2001: 32; Şahin 2014: 137-141). Fakat anıtın genelinde aynı teritoryum içerisinde kalan iki birim arasında ya da hatta büyük ihtimalle, bir kentin teritoryumunda yer alan bir yerden başka bir yere yol hiçbir zaman verilmemiştir. Dolayısıyla bazı limanların yol listesinde gösterilmemiş olması, çoğunlukla, bu limanların zaten belki de zaten listede yer almış başka kentlerin teritoryumunda olması ve yolların da limanların bağlı bulundukları kentlere zaten verilmiş olmasından kaynaklanmış gözükmektedir.
Bahsedilen yönleriyle ve burada anılamayan diğer özellikleriyle Patara Yol Anıtı, gerek ön yüzündeki ithaf yazıtı, gerekse yan yüzlerindeki yol listesi açısından eşsiz bir eser olup epigrafi tarihi için de çok önemli bir buluntudur. Sadece Lykia’nın tarihi ve antik coğrafyası ve ayrıca Lykialıların Roma ile ilişkileri için değil, aynı zamanda Roma’nın imparatorluk ve güç politikaları ile Roma eyalet yapılanmasını anlamak için de temel bir başvuru kaynağı niteliğindedir. 2004 yılında beri sürdürdüğümüz sistematik yüzey araştırmalarında, yol anıtında verilen yolların ilerlediği hatlar ve bu hatlara iz verebilecek her türlü veri incelenmekte, bunlardan önemli sonuçlar elde edilmektedir (Şahin 2008; Şahin 2009; Takmer 2010; Şahin 2010a; Şahin 2010b; Şahin 2011; Onur – Alkan 2011; Uzunoğlu – Taşdelen 2011; Alkan 2011a; Alkan 2011b; Şahin 2013a; Şahin 2013b; Takmer – Oktan 2013; Onur – Oktan 2013; Takmer – Alkan 2013; Uzunoğlu – Taşdelen 2013; Onur 2015).
Patara Yol Anıtı – Lukka’dan Likya’ya
Fatih Onur